Aşkın Deniz- Arpine'nin Geride Kalan Bakışları
Umut Yayımcılık'tan

Tutsak yazar Aşkın Deniz’den yeni kitap: “Arpine’nin Geride Kalan Bakışları”

Tutsak yazar Aşkın Deniz’in yeni romanı “Arpine’nin Geride Kalan Bakışları” çıktı. Osmanlı İmparatorluğunun kanlı tarihinde Sasun Katliamı özellikle Ermenilerde ete kemiğe bürünen ulusal bilince karşı imparatorluğun uyguladığı zalimane politikaların sonucunda gerçekleşmiştir. Ulus bilincine dayanan ilk direnişlerden olan 1894 Sasun Direnişi hakkındaki anlatılar Osmanlı ordusuna ve yereldeki iş birlikçilerine cansiperane direnen Ermeni halkının ve onun örgütlü güçlerinin öyküsünü meydana getirir. Bu anlatıların bir araya getirilmesi, tutarlı ve etkili bir olaylar bütününe dönüştürülmesi zorlu işlerden biridir. Bu toprakların kadim topluluklarından olan Ermenilerin yaşadığı büyük felaketlerin ve ulusçuluğun gelişmesiyle doğrudan ilişkili soykırımın halkımızın bilincine nakşedilmesi bu zorlu işin her yönüyle gerçekleştirilmesini gerektirir.

SASUN DİRENİŞİ

“’Hepimiz kana bulanmış ülkenin gerçek resmini bilmeli ve ona cesaretle, dosdoğru bakabilmeliyiz.’ (Zabel Yesayan: 5 Şubat 1878’de Üsküdar’da doğan devrimci bir kadın Ermeni yazar. 1943’te Sovyetler Birliği’nde, sürgünde öldü.) sözü bize tarihin aynasına bakmayı, buradan yansıyan Sasun Direnişini her yolla anlatmayı, böylece kana bulanmış bu ülkenin halkına cesaret taşımayı salık vermektedir.

“Elimizdeki bu roman, bir Ermeni köyü merkeze alınarak gerçeklerin, tarihte vuku bulmuş bu gerçek katliamın bir kurguyla, Yesayan’ın ifade ettiği cesaretle bakmak görevini yerine getiren veya yerine getirmeye teşvik eden bir roman olarak değerlendirilmelidir. Tarihsel haksızlıkların bilince çıkarılmasının bu haksızlıklar giderilemese bile büyük bir önemi vardır. Tarih bilinci geleceğimizi kurmakta temel işlevdedir; dolayısıyla geçmişteki büyük haksızlıklar, katliamlar ve özellikle de soykırımlar ne derecede kavranırsa ve anlatılırsa o derecede güçlü bir iradeyle geleceğe yürünecektir.

“Osmanlı Padişahı Abdülhamid’in Ermenilere yönelik kırım politikalarından biri olan Sasun Katliamı, doğal olanın bir tezahürüymüş gibi anlatılır. İmparatorluk ordusuna ve yereldeki feodal iş birlikçi aşiretlerin zulmüne direnen Ermenilerin hem dinleri hem milli özellikleri hedefe konmuş ağır vergiler, insan kaçırmalar, talan sistematik olarak sürerken Ermeni devrimcileri, Hınçak Partisi kurucularından Mihran Damatyan ile Murad Zakaryan öncülüğünde umutsuzluğa rağmen bir ulusal direniş nakşetmektedirler. Katliam bu ulusal bilinçlenmenin ve örgütlenmenin henüz başlarındayken gerçekleşir.

“Katliama karşı Ermeni köylüler sınırlı sayıda silahla yetkin bir direniş sergiler. Yayınevimizin sandık kadar hücrelerde umut biriktiren tutsak yazarı Aşkın Deniz de tarihsel hafızada yeri canlı olan Ermeni soykırımına giden yolda Sasun Direnişini “Arpine’nin Geride Kalan Bakışları” romanında ele aldı. Yazarın tarihsel gerçeklere sadık kaldığı, kurguyla gerçeğin iç içe geçtiği roman her şeye rağmen halkın bağrındaki yaşam umudu filizleridir.

“Sasun Direnişinin Ermeni halkı için olduğu kadar çeşitli milliyetlerden Türkiye halkı için de önemli olduğunu bilmek gerekir. Hatta diyebiliriz ki bu direnişin şartlarını daha çok diğer milliyetlerden halkımız öğrenmelidir. Romanın önemli işlevlerinden biri de budur.

“Bu roman bir kurguya sahip olmakla birlikte toplumsal gerekçi bir romandır. Kuşkusuz roman yoluyla bir gerçekliği, hele dehşet bir kıyımı ve buna karşı gerçekleşen büyük bir direnişi tam olarak resmetmek neredeyse olanaksızdır. Roman bunun için mütevazı bir adımdan ibarettir. Tarihçilerin, belgeselcilerin somut belgelerle, incelemelerle yapacakları daha boyutlu ve derin çalışmalara ihtiyaç olduğu şüphesizdir. Roman buna doğru bir yol açması halinde bu konudaki rolünü oynamış olacaktır. Kitabın yazarı da biz de biliyoruz ki tarihi romanlar yoluyla yazmak ve öğrenmek yaklaşımı ne bilimseldir ne de gerçekçidir.

“Ermenilerin bu ilk ulusal direnişi romanda belli bir köy yaşamının seyrinde, Ermeni halkının gelenekleri, âdetleri, aile içi ilişkileri, gündelik yaşamlarıyla birlikte anlatılmaktadır.

Ermeni halkının değerlerine, geleneklerine, âdetlerine, aile içi ilişkilerine dair anlatımlarla zenginleşmiş bu romanın tarihimize dair merakımızı derinleştireceği ve ufkumuzu açacağı umuduyla…”